Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, “Politis” gazetesine geniş kapsamlı söyleşi verdi

Kıbrıs sorunu konusunda, görüşlerini bildiren Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, "kapıların açılması süreciyle ilgili bekleyip görmemiz gerekir" dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in geçiş noktalarını ele almak için yarın bir araya geleceklerinin anımsatılması üzerine Kombos, “bekleyip görmemiz gerekir” ifadesini kullanarak, diğer tarafın kamuoyu önündeki görüşlerinin, olumlu bir sonuç alınması konusunda endişe yarattığını ileri sürdü.

Görüşmeden ne çıkacağının beklenip görülmesi gerektiğini söyleyen Kombos, kesin olan tek şeyin Kıbrıs Rum tarafının görüşmeye, geçiş noktaları konusunda ilerleme sağlanması için,  mutlak iradeyle, somut görüş ve tezlerle gideceği olduğunu belirtti.

BM Genel Sekreteri Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun Kıbrıs’a ne zaman beklendiğine dair bir soru üzerine Kombos, beşli konferans ışığında koordinasyon ve hazırlık maksatlı olarak DiCarlo’nun önümüzdeki ay (Şubat)  beklendiğini bununla birlikte DiCarlo’nun görüşme programı hakkında fazla bilgiye sahip olmadıklarını ifade etti.

DiCarlo’nun, geçiş noktaları konusunda olumlu bir sonuca varılmaması durumunda da, Kıbrıs’a gelip gelmeyeceği sorusu üzerine Kombos, bunun önkoşul olmadığını, Genel Sekreterin, geçiş noktalarıyla ilgili görüşmenin olumlu sonucunu önkoşul olarak koymadığını söyledi.

Tüm bunlara karşın, olumlu bir sonuca varmanın 5’li konferans ışığında olumlu  bir ortamın yaratılmasına katkı sağlayacağı konusunda da herkesin mutabık kalmasının mümkün olduğunu söyleyen Kombos, Kıbrıs sorununa ilişkin genişletilmiş bir müzakere grubunun kurulup kurulmadığının sorularak, bu grubun bir görüşme yaptığı bilgisinin bulunduğunun belirtilmesi üzerine Kombos “iyi bilgilendirilmişsiniz”  yanıtını verdi.

Kombos sözlerinin devamında boş durmadıklarını, daha fazla tartışmaya gerek duymaksızın, kamuoyundan uzakta bir süredir hazırlıkların yapıldığını söyledi.

Kombos müzakere yapılmadığı sürece de müzakere grubuna ilişkin tanımlayıcı bir terimi benimsemediğini de ifade etti.