Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Aktunç : "Siyasi hesaplar turizmin önüne geçmemeli"

Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç, KT OTelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner'in turizm pandemiden daha kötü durumda açıklamasından sonra kendi sosyal medya hesabından konuya ilişkin bir açıklama paylaştı . Aktunç, sektörün yaşadığı maliyet sorunlarına dikkat çekerek, turizmin iktidar-muhalefet ayrımı gözetmeden birlikte yönetilmesi gerektiğini vurguladı.

Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç, turizmin siyasetin üstünde tutulması gerektiğini belirterek, sektörün karşı karşıya olduğu yapısal sorunlara dikkat çekti. Müsteşar Aktunç, turizmin yalnızca hükümetin değil, tüm paydaşların ortak akılla ele alması gereken bir alan olduğunun altını çizdi. Aktunç'un açıklamasının tamamı şöyle :  "Sevgili Dimağ Çağıner’in yazısını okudum, çok doğru tesbitleri var. En önemlisi de Turizm konusunun siyaset üstü, iktidarı muhalefeti beraber düşünerek hareket etmesi gerekliliğidir. Yapılan doğru işlerin desteklenmesi, yapılması gerekenleri de beraberce bulunması gibi. Çok doğru yapılan işlerden biri olan ADA Kıbrıs projesi, maalesef yüksek maliyetler ve rekabet etme güçümüzün düşük olmasından dolayı gerektiği kadar etkili olamıyor.  Enerji maliyetleri, personel maliyetleri, hamamde fiyatlarının değişkenliği, maalesef sektörü pahalı bir duruma getirdi ve rekabet gücümüzü düşürdü. Elimizde olan ve olmayan şeyler var. 12 ay güneş olan bir adada, maliyetleri düşürmek için Güneş Enerjisi Sistemine geçmek bizim elimizde. Bunu acil, hemen hayata geçirmemiz gerek. Üretim maliyeti için, yerli üretim ile alım garantili bir anlaşma yapılıp, hem yerli üreticinin desteklenmesi hem de standart ve uygun fiyata ürün sağlanması gerekir. Personel maliyetleri için de, yerli ve yabancı çalışanlar için bir düzenleme yapmak şart. Bazı düzenlemeler olsa da, daha da geliştirilmeli. Şimdi bazıları diyecek, sen yöneticisin, hükümette olan bir partinin müsteşarısın. Neden yapmıyorsun diye? Tam da burada, Sevgili Dimağ başkanın dediği gibi, bir bütün olarak, paydaşlar, hükümet, muhalefet, herkes beraber hareket ermek zorundadır. Fakat biz, birbirimizi dövmekten, siyasi güç elde etmekten, doğru olsa da eleştirmekten başka bişey yapmıyoruz. Kişisel ve partisel çıkarlar o kadar önde ki, sürüklenmekte olduğumuz girdabı, siyaset yapacağız diye göremiyoruz. Sırf hükümet puan almasın diye doğru işleri bile desteklemiyoruz.  Sırf muhalefet ön plana çıkmasın diye, önerilerini dinlemiyoruz. Bu da Kıbrıs Türk’ünü büyük bir çıkmaza doğru sürüklüyor. Bir laf vardır, “ Doğa Boşluk Kabul etmez” diye. Ya birbirimize ve sektörlerimize sahip çıkacağız, ya da birileri gelip yönetecek, sonra da çok üzüleceğiz."..