Atakom
Serena
girne belediyse
GRAND SAPHIRE

Yusuf Dikeç'e Sırp rakibinden telefon:Altın madalyayı ben mi aldım, sen mi?

GÜNCEL 10.08.2024 - 15:14, Güncelleme: 10.08.2024 - 15:41
 

Yusuf Dikeç'e Sırp rakibinden telefon:Altın madalyayı ben mi aldım, sen mi?

Olimpiyatlardaki pozuyla gündemden düşmeyen Yusuf Dikeç, Sırp rakibinin kendisini aradığını söyledi. Dikeç, rakibinin kendisine, "Altın madalyayı biz mi aldık, siz mi aldınız?" dediğini söyledi.
Müsabakalarda lens, göz kapağı veya kulak koruması gibi teçhizat tercih etmeyen Dikeç, atış sırasındaki özgün duruşuyla da dikkatleri üzerine çekti. Dünyanın her yerinden kendisine mesajlar geldiğini belirten Dikeç, "Japonya'dan 'Ülkemizde çok meşhur oldun' mesajları aldım. Birinci olan Sırp arkadaşım da 'Birinci biz olduk ama en çok sen konuşuldun. Altın madalyayı biz mi aldık, siz mi aldınız, karıştırılmış gibi' dedi. Bu kadar ilgi göreceğimi beklemiyordum" ifadelerini kullandı. “Açıkçası bu pozu sükse olsun diye yapmadım. 24 yıldır bu sporu yapıyorum. 5 Dünya, 4 Avrupa şampiyonam var. O yarışmalarda da aynı pozisyonda aynı şekilde atış yaptım.” “Vücudumu daha stabil ve dengede tutabilmek için elim cebimde atış yapıyorum. Atış pozumun bu kadar konuşulacağını da hiç beklemiyordum. Ben de açıkçası çok şaşırdım.” “Yurt dışındaki arkadaşlarım da atış pozumun çok konuşulduğunu söyledi. İnanın beklemediğim bir şeydi. Japonya'dan ‘Ülkemizde çok meşhur oldun’ diye mesajlar geliyor.” Şevval İlayda Tarhan, takım arkadaşı Yusuf Dikeç'le beraber Türkiye'ye olimpiyat tarihinde atıcılıktaki ilk madalyasını kazandırdıkları yarışma öncesi yaşadıklarına ilişkin, şöyle konuştu: "Yusuf ağabeyle oturduk, 'Ortağım yarın ne yapalım, nasıl yapalım? Altın madalyaya hazırız.' diye konuştuk. Aslında kendimizi çok iyi hazırladık. Çok da güzel bir süreç geçirdik finalden önce. (Altın madalya) Sadece nasip olmadı. Çok da yakın, başa baş bir mücadele geçirdik." Şevval İlayda, 'ağabey' diye hitap ettiği Yusuf Dikeç'in hayatındaki anlamı konusunda ise "Benim için Yusuf ağabeyin anlamı çok büyük. Spor dışında da ağabey-kardeş gibiyiz. Ne zaman, neye ihtiyacımız olsa birbirimizi rahatça arayabildiğimiz, çok rahat sohbet edip dertlerimizi paylaşabildiğimiz bir ilişkimiz var. Tam anlamıyla ağabeyim gibi görüyorum kendisini ve çok da seviyorum. Benim için çok kıymetli. Aramızdaki yaş farkından dolayı Yusuf ağabeyin bir gün bırakıp gidebileceği gerçeği beni biraz üzüyor" yorumunu yaptı. “Hayatımda çok fazla değişik bir şey yok. Ne değişti? Bu tişört değişti, bu yeni. Bir de en önemlisi tabii olimpiyat madalyası. Üç gün önce Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'ne gitmiştim. Oradaki genç arkadaşlar da aynı soruyu sordu. Onlara '15 gün önce de yine burada aynı yemeği yiyordum, aynı suyu içiyordum, sizlerle konuşuyordum. 20 gün sonra da aynı.' dedim. İnşallah bu çizgimiz bozulmaz. Bu başarı hiçbir zaman benim demedim, bu ülkemizin başarısı. Bu başarıyı seven herkesle paylaşıyorum. Güzel şeyler paylaştıkça çoğalır."
Olimpiyatlardaki pozuyla gündemden düşmeyen Yusuf Dikeç, Sırp rakibinin kendisini aradığını söyledi. Dikeç, rakibinin kendisine, "Altın madalyayı biz mi aldık, siz mi aldınız?" dediğini söyledi.

Müsabakalarda lens, göz kapağı veya kulak koruması gibi teçhizat tercih etmeyen Dikeç, atış sırasındaki özgün duruşuyla da dikkatleri üzerine çekti.
Dünyanın her yerinden kendisine mesajlar geldiğini belirten Dikeç, "Japonya'dan 'Ülkemizde çok meşhur oldun' mesajları aldım. Birinci olan Sırp arkadaşım da 'Birinci biz olduk ama en çok sen konuşuldun. Altın madalyayı biz mi aldık, siz mi aldınız, karıştırılmış gibi' dedi. Bu kadar ilgi göreceğimi beklemiyordum" ifadelerini kullandı.


“Açıkçası bu pozu sükse olsun diye yapmadım. 24 yıldır bu sporu yapıyorum. 5 Dünya, 4 Avrupa şampiyonam var. O yarışmalarda da aynı pozisyonda aynı şekilde atış yaptım.” “Vücudumu daha stabil ve dengede tutabilmek için elim cebimde atış yapıyorum. Atış pozumun bu kadar konuşulacağını da hiç beklemiyordum. Ben de açıkçası çok şaşırdım.”
“Yurt dışındaki arkadaşlarım da atış pozumun çok konuşulduğunu söyledi. İnanın beklemediğim bir şeydi. Japonya'dan ‘Ülkemizde çok meşhur oldun’ diye mesajlar geliyor.”

Şevval İlayda Tarhan, takım arkadaşı Yusuf Dikeç'le beraber Türkiye'ye olimpiyat tarihinde atıcılıktaki ilk madalyasını kazandırdıkları yarışma öncesi yaşadıklarına ilişkin, şöyle konuştu:
"Yusuf ağabeyle oturduk, 'Ortağım yarın ne yapalım, nasıl yapalım? Altın madalyaya hazırız.' diye konuştuk. Aslında kendimizi çok iyi hazırladık. Çok da güzel bir süreç geçirdik finalden önce. (Altın madalya) Sadece nasip olmadı. Çok da yakın, başa baş bir mücadele geçirdik."


Şevval İlayda, 'ağabey' diye hitap ettiği Yusuf Dikeç'in hayatındaki anlamı konusunda ise "Benim için Yusuf ağabeyin anlamı çok büyük. Spor dışında da ağabey-kardeş gibiyiz. Ne zaman, neye ihtiyacımız olsa birbirimizi rahatça arayabildiğimiz, çok rahat sohbet edip dertlerimizi paylaşabildiğimiz bir ilişkimiz var. Tam anlamıyla ağabeyim gibi görüyorum kendisini ve çok da seviyorum. Benim için çok kıymetli. Aramızdaki yaş farkından dolayı Yusuf ağabeyin bir gün bırakıp gidebileceği gerçeği beni biraz üzüyor" yorumunu yaptı.


“Hayatımda çok fazla değişik bir şey yok. Ne değişti? Bu tişört değişti, bu yeni. Bir de en önemlisi tabii olimpiyat madalyası. Üç gün önce Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'ne gitmiştim. Oradaki genç arkadaşlar da aynı soruyu sordu. Onlara '15 gün önce de yine burada aynı yemeği yiyordum, aynı suyu içiyordum, sizlerle konuşuyordum. 20 gün sonra da aynı.' dedim. İnşallah bu çizgimiz bozulmaz. Bu başarı hiçbir zaman benim demedim, bu ülkemizin başarısı. Bu başarıyı seven herkesle paylaşıyorum. Güzel şeyler paylaştıkça çoğalır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.